ANTİKA GÜNLER

Gri bulutların etrafı sardığı bir gündü. Sert yağmur damlaları bıçak gibi yüzüne saplanıyordu. Sonbaharın kendini hissettirme yöntemiydi sert rüzgâr ve yağmurlar. Yokuş aşağı rıhtıma doğru ilerledi. Sağa sola kaçışan insanların aksine ağır ağır…

İskeleye yanaşan vapura binmek yerine bir süre daha olduğu yerde bekledi. Kıvırcık kızıl saçlarını ıslaklığına aldırmadan toplayıp kapüşonunu kapattı. Ellerini cebine sokmayı çok sonra akıl edebildi. Üşümüş, kızarmış parmaklarını cebinin içinde hareket ettirerek ısıtmaya çalıştı.

Parmakları ısındıkça donmuş ruh hali de yavaş yavaş çözülmeye başlamıştı. Boğaz’ın dalgaları köpüklenerek kıyıya sert vurdukça o da kendine geliyordu. Ruhundaki dalgalanma da tıpkı denizin dalgaları gibiydi. Karaya vuruyor, geri gidiyor, daha güçlü olarak tekrar geliyor… Gitmeler ve gelmeler…

Babası ile yaptığı İstanbul gezilerini hatırladı yine. Ne zaman canı sıkılsa kendini rıhtımda buluyordu. Eski günlerini hatırlayıp, anılarını tazelemek ona iyi geliyor.

Ne güzel günlerdi çocukluğundaki İstanbul gezileri. Vapurun güvertesinden martılara attığı simitler. Karaköy’deki salaş balıkçıda yedikleri balığın lezzeti… Dönüş yolunda uğradıkları sahaflardaki kitapların küf kokusu, bitpazarındaki dolaşmaları. Hepsi ne kadar da keyifliydi.

“Eskici” derdi babası bitpazarındakiler için. Oysa Nazlı’nın gözünde onlar antikacıydı. Oradan birçok şey almışlardı. Hâlâ çalışır durumda olan gramofon, bakır sürahi, kömürlü ütü, kocaman mercekli fotoğraf makinesi, arkası islenmiş ağaç oymalı çerçevesi olan ayna…

Şimdi ise huzur ve mutluluğu antikacılardan aldıkları gibi eskide, eskicilerde kaldı. Keşke sihirli bir küre olsa da bu sıkıcı hayattan, birbirinin aynısı olan berbat günlerden, bir fanusun içinde sıkışıp kalmış mercan kayası gibi olmaktan kurtulsa!

Nazlı her sıkıldığında rıhtıma geliyor, eski günlerini hatırlayıp bir dilek tutuyor. Babasıyla yeniden aynı şeyleri yaşamayı diliyor. Bir an önce gittiği yerden gelmesini, yeniden eskicilerden mutluluk toplamayı istiyor. Dileğini denize söyleyip dalgalarla babasına ulaşmasını istiyor.

“Hayat, romanlardan daha ilginçtir” diyen yazarın haklı çıkmasını istercesine…

Menü