KIVIRACAKSAN KALÇAYLA …

Hangi organla kıvırmak daha fazla iş görür?
Kalça mı? Beyin mi sizce?

Sosyal medya anketi yapmak lâzım 😉

Elimizi sallasak (!) kıvırtanlara değiyor maazallah…

Siyasetçi, bugün elma dediğine yarın armut diyor,
Dün ana avrat düz gittiğine, bu gün ağam paşam diyor.
Gerektiğinde verdiği sözleri sanki kendisi değil de babam vermiş gibi davranıyor.

Ve bunu da “siyasettir, normaldir” diye yutturmaya çalışıyor (ne yazık ki başarıyor da)

Serbest piyasa, Tanrı’nın her günü anamızı ağlatıyor ve bunun adına “güncelleme” deniyor.

Ana/baba, çocuklarından birini, merkeze koyuyor, onu her türlü kayırıyor, diğer çocuklar bunu dile getirdiğinde; “hiçbir anne/baba çocuklarını birbirinden ayıramaz” masalını okuyor.

Arkadaşların, sorumluluk isteyen bir durumda, ne hikmetse, ya hastası ya cenazesi ya da çocuğunun okul sorunu oluyor, bizim de bunu yediğimizi sanıyor.

Erkek (dikkat edin “adam” demedim), zıplama yapıyor, karşısındaki kadına “ben evde çok mutsuzum, karımla anlaşamıyorum, zaten yakında boşanacağım” derken, eline yüzüne bulaştırıp, s…. sıvayınca da karısına “o bana musallat oldu, valla benim bir suçum yok” çamuruna yatıyor, biri onun gazozuna ilaç atmış gibi davranıyor. 😀

Ve, ve, veeeeee…
Örnekler çok…

Ortalık kıvıranlardan, kıvırmaya çalışanlardan, kıvırdığını zannedenlerden geçilmiyor kıymetli dostlarım.

Ama çok sevdiğim bir sözü paylaşmak istiyorum sizinle;

Kıvırmak kalçada şık duran bir eylemdir,
Ruhunuza taşımayın 😊

Her birinizi sevgi ve saygıyla selâmlıyorum..

Menü